Herkesin kendi çapında yaşanmışlıkları, unutamayacağı günleri, saatleri hatta saniyeleri ne bileyim anıları mutlaka vardır.
Ben, ‘’Papaz’’ diye seslenirdim Ali Orhan Lazaloğlu’na.
Yıllarca Manavgat’ta Gazetecilik ile uğraşırken tanıdım ben Papazı. Sidespor’un maçları nedeniyle Side’ye gittiğim zamanlarda denk gelirdik bir birimize. Sonra Antalya’ya geldi. Renkli fiziki görüntüsü, aykırı fikirleriyle karşılaşınca bizim mesleğin en öne çıkan faktörlerden birisi olan, ‘’Kıskanç’ tavırlarla karşılaşmadı değil Ali Orhan.
Ve, ‘’Dikkat çekmeye çalışıyor’’ yorumları yapan mı olmadı, ‘’Aykırı adam’’ diyen mi?
Ama en büyük özelliği muhalefet olmaktı bizim papazın..
Yıllardır V Tv de sabah kuşağının vaz geçilmezi oldu. Kendisine has üslubuyla gazete haberlerine yorumlar+ getirdi, eleştirmesi gerekenleri eleştirdi, övmesine gerek gördüklerini de övdü. Kendi sosyal medyası aracılığıyla eleştiri yapıp, fikir beyanında bulunanları asla es geçmedi, programında kendisini eleştirenlerin sözlerini dahi açıkça söylemekten hiç çekinmedi.
Maalesef o güzel insan şimdi aramızda yok..
13 Kasım’da Tv programlarında en büyük yardımcısı olan Facebook’u hacklenmişti Ali Orhan’ın. Bayağı da üzülmüştü.
13 Aralık sabahı rahatsızlandı Papaz Ali. Akdeniz Üniversitesi Acil Servisine kaldırıldı. Kan rahatsızlığı teşhisiyle hastaneye yatırıldı. Ali iyileşiyor diye düşünürken beyin kanaması geçirdi ameliyat oldu.
23 Aralık günü ve o ameliyata yenildi Papaz. Sessiz sedasız Antalya’ya geldi, yıllarını verdi bu kente. Aynı şekilde aramızdan ayrılıp gidiverdi.
Sosyal Demokrattı Ali Orhan..
Konulara, olaylara, gelişmelere yaklaşım tarzı herkesten değişikti..
Ama asla haksızlıklara tahammül göstermedi, yanlışa doğru dediğine rastlamadım.
Çevre dostuydu bizim çoban Ali. Hayvanlara severdi ama, öz eleştir yapmadan da geçmez, ‘’Yaşlandığında sokağa bıraktığınız kedi-köpeğinizle bahtınız aynı olsun ’’diye sözünü bağlarken anlamlı mesajlar vermekten hiç çekinmezdi.
Yok, şimdi aramızda Çamlıhemşinli Çoban Papaz Ali.
İnsanoğlu hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar, öldüğünde de, ‘’İnanamıyorum, ciddi mi? Öldü mü şimdi?’’ sözlerini ardında bırakıp gider.
Yıllarca önce daktilonun sonraki yıllarda da bilgisayarın başında klavyenin karşısına geçtiğimde asla yorulmak ne bileyim yazmaktan çekinmek nedir bilmedim. Ama şimdi bakıyorum da kendime klavyenin tuşlarına basmak bile bana azap gibi geliyor.
Mekanın Cennet olsun Gazeteci dostum. Değerli meslektaşım Ali Orhan Lazaloğlu.
Işıklar içerisinde uyu Papaz Ali’m.