8 Nisan 2022 Cuma Hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 7 Nisan Perşembe (bugün) açıklandı. Çok sayıda vatandaş her hafta cuma günü cemaat ile beraber cuma namazı kılıyor. Bu kapsamda 8 Nisan 2022 Cuma Hutbesi konusu nedir? 8 Nisan 2022 Cuma hutbesi yayınlandı mı? soru ve konu başlıkları vatandaşlar tarafından şimdiden araştırılmaya başlandı. İşte konuya ilişkin ayrıntılar…
8 Nisan 2022 Cuma Hutbesi konusu nedir? sorusunun yanıtı merak konusu oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 8 Nisan Cuma Hutbesi konusunda yazılı açıklama yapıldı. Konu başlığı ‘Ramazan ve doğruluk’ olarak belirlendi. Ayrıntılar haberimizde.
8 NİSAN CUMA HUTBESİ KONUSU NEDİR?
8 Nisan Cuma Hutbesi konusu ve ayrıntıları şu şekilde:
RAMAZAN VE DOĞRULUK
Muhterem Müslümanlar!
Okuduğum ayet-i kerimede Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor: “Şüphesiz ‘Rabbimiz Allah’tır’ deyip, sonra dosdoğru olanlar var ya, onların üzerine akın akın melekler iner ve derler ki: Korkmayın, üzülmeyin, size dünyada iken vaad edilen cennetle sevinin!”
Okuduğum hadis-i şerifte Allah Resûlü (s.a.s) şöyle buyuruyor: “Doğruluk insanı iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında sıddîk olarak tescillenir…”
Aziz Müminler!
Yüce dinimiz İslam, söz ve davranışlarımızda dosdoğru olmamızı emreder. Fıtratımızla bağdaşmayan ve istikametimizi bozan yalanı da yasaklar. Doğruluk, İslam’ın özü, ahlaklı ve erdemli bir toplumun en temel vasfıdır. Nitekim “Ey Allah’ın Resûlü! Bana İslâm hakkında öyle bir söz söyle ki, bu konuda hiç kimseye bir şey sorma ihtiyacı duymayayım” diyen bir sahabiye Peygamber Efendimiz (s.a.s) şöyle cevap vermiştir: قُلْ آمَنْتُ بِاللّٰهِ فَاسْتَقِمْ “Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol.”
Kıymetli Müslümanlar!
Doğruluk, Allah’a gönülden inanmak, Resûlüllah’a gönülden bağlanmaktır. Bedenimizi ibadetle, ruhumuzu takvayla yoğurmaktır. Her daim hak ve hakikatin yanında yer almaktır. Sözümüze sadık kalmak, ahde vefa göstermek, emanete riayet etmektir. Yalandan, gıybetten, iftiradan ve kötü sözlerden kaçınmaktır.
Aziz Kardeşlerim!
Mümin, doğruluğu söz ve davranışlarına yansıtır. Özü sözü birdir müminin. İçi dışı aynı, niyeti ile davranışları tutarlıdır. Geliniz, yolumuz doğruluk, özümüz sözümüz bir olsun. Olsun ki, dünyamız ma’mûr, akıbetimiz cennet olsun.
Müminin hayatında doğruluk önce ailede tesis edilir. Doğruluğun hâkim olduğu bir yuvada aile fertleri birbirine sadakatle bağlanır. Çocuklar, dürüstlüğü anne babanın güzel davranışlarından öğrenir. Ailenin güven veren ikliminde hayatın yükü birlikte omuzlanır. Geliniz, yolumuz doğruluk, ahlakımız güzel olsun. Olsun ki gönüllerimiz muhabbetle, hanelerimiz huzurla dolsun.
Mümin, ticaretinde dürüsttür; daha fazla kazanma arzusu ya da zarar etme korkusuyla doğruluktan ayrılmaz. Dünya hırsına kapılıp da harama bulaşmaz. O, bilir ki اَلرِّزْقُ عَلَى اللّٰهِ “rızık Allah’tandır.” Yine bilir ki Allah Resûlü (s.a.s), مَنْ غَشَّنَا فَلَيْسَ مِنَّا “Bizi aldatan bizden değildir.” buyurmuştur.
Mümin, sanal âlemde de istikametini muhafaza eder, doğruluktan ayrılmaz. Yalan ve iftira ile insanların onur ve haysiyetini zedelemez. Kul ve kamu hakkını ihlal eden asılsız paylaşımlarda bulunmaz. Geliniz, yolumuz doğruluk, niyetimiz iyilik olsun. Sevgili Peygamberimizin ifadesiyle Allah’a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin ya da sussun.
Kardeşlerim!
Resûl-i Ekrem (s.a.s) bizleri şöyle uyarmaktadır: “Yalan söylemeyi ve yalanla iş yapmayı terk etmeyen kimsenin, yemesini içmesini bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur.”
O halde, doğruluğu kuşanmak ve hayatımıza hâkim kılmak için Ramazan-ı şerifi bir fırsat bilelim. Unutmayalım ki, doğruluğu kaybetmek bizzat iyiliği kaybetmektir. Dünyalık fayda sağlayacağı düşünülen yalanlar ve haksızlıklar mutlaka kötülüğe götürür. Her işimizde ve her sözümüzde dosdoğru olmak ise iyiliğe, iyilik de cennete götürür.
CUMA NAMAZI NASIL KILINIR?
Diyanet İşleri Başkanlığı’ndan alınan bilgilere göre Cuma namazının kılınışı şu şekildedir;
Öğle ezânı okununca, önce dört rek’at Cum’a namazının ilk sünneti kılınır.
Niyet ederken
“Niyet ettim, Allah rızası için Cuma Namazının ilk sünnetini kılmaya” denilir.
Bu namaz aynı öğle namazının ilk sünneti gibi kılınır.
İlk rekatta önce Sübhaneke okunur. Sonra Euzü Besmele çekilir.
Bütün rekatlarda Fâtiha ve zamm-ı süre okunur.
İlk oturuşta sadece Etteahiyyatü okunur.
Son oturuşta:
Sonra, câmi’ içinde, ikinci ezân okunur
Sonra, İmam hutbe okumak için minbere çıkar. Hutbe okunur.
Hutbe okunurken cemâ’atin namaz kılması ve konuşması tahrimen mekruhdur.
Hatîb efendi duâ ederken, cemâ’at sesli âmîn demez. İçinden sessiz denir
Namaz kılarken yapması harâm olan her şey, hutbe dinlerken de harâmdır.
Hutbe okunup bittikten sonra müezzin kamet getirir.
Sonra, cemâ’at ile iki rek’at Cum’a namazının farzı kılınır. Bu namaz aynı sabah namazının farzı gibi kılınır.
Niyet şöyle edilir: “Niyet ettim, Allah rızası için Cuma namazının farzını kılmaya, uydum hazır olan imama”
Sonra, dört rek’at son sünneti, Niyeti şöyledir: “Niyet ettim Allah rızası için Cuma namazının son sünnetini kılmaya”.
Bu sünnetde aynı ilk sünnet gibi kılınır. Böylece esas itibariyle Cuma namazı farzı ve sünnetleriyle birlikte kılınmış olur.
Son sünnetin ardından zuhr-i ahir, niyetiyle dört rekat daha namaz kılınmaktadır. Niyet edilirken şöyle denilir: “Niyet ettim Allah rızası için edâsı üzerime olup da henüz üzerimden sâkıt olmayan en son öğle namazının farzına”. Bu şekilde niyet edilirse, eğer o günün cuma namaz şartlarında bir noksanlıktan dolayı kabul olunmamışsa, öğle namazı kılınış olur. Kabul olunmuşsa, en son kazaya kalmış öğle namazına sayılır.
Bundan sonra, iki rek’at vaktin sünneti kılınır. “Niyet ettim Allah rızası için Vaktin sünnetine” diye niyet edilir. Cum’a sahîh olmadı ise, bu on rek’at, öğle namazı olur. Bundan sonra, Âyet-el-kürsi ve tesbîhler okunup, duâ edilir.
CUMA NAMAZI KAÇ REKAT?
Cuma namazının farzı iki rekâttır. Bunun yanında farzdan önce dört rekât, farzdan sonra dört rekât olmak üzere sekiz rekât da sünneti vardır (Kâsânî, Bedâî’, I, 269).
İmam Ebû Yusuf’a ve İmam Muhammed’e göre ise farzdan sonra kılınacak sünnet bir selamla dört ve bir selamla iki rekât olmak üzere toplam altı rekâttır. Bu görüşün Hz. Ali’den rivayet edildiği nakledilmektedir (Kâsânî, Bedâî’, I, 285